image description
icon - Genel Haberler

Bediüzzaman ve Davası Paneli Gerçekleştirildi


GAP Kültür, Kalkınma ve Araştırma Derneği (GAPDER) tarafından “Bediüzzaman ve Davası” konulu panel Şanlıurfa’da gerçekleştirildi. GAP-TAEM Konferans Salonu’nda düzenlenen panel Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Atilla Yargıcı, Bediüzzaman Said Nursi’nin bu topraklarda yetişen bir rehber olmak ile birlikte, bir müceddid ve bir mücahid olarak İslamın üzerine bin yıldır kondurulan tozları ortadan kaldırmak için çabalayan, hayatını Kur’an’a adamış bir dava adamı olduğunu söyledi.
Bediüzzaman’ın dava adamı olmasını üç hususta özetlenebileceğini belirten Yargıcı, şöyle konuştu:
“O iman davasının adamı olarak inananların imanını taklidi olmaktan tahkikiye çıkarmaya çabalamıştır. Kur’an davasının adamı olmakla Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez bir ebedi güneş olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Görmüş olduğu bir rüyay-ı sadıkada mühim bir zatın ona, ‘İ’câz-ı Kur’an’ı beyan et’ emrini yerine getirmeyi kendisine gaye edinerek Risale-i Nur Külliyatını ortaya çıkarmıştır. Sünnet davasının adamı olmakla, Peygamberimizin (asv) hadisleri ile ilgili olarak insanların zihinlerinde şüpheler getirilmeye çalışıldığı bir zamanda Sünnet-i Seniye’yi müdafaası eşsizdir. Ayrıca Bediüzzaman’ın esas olarak, davasında Kur’an ve Sünnet ışığında dahilde herhangi bir huzursuzluğun çıkarılmaması ve asayişin muhafaza edilmesine çok önem vermiş ve bunu da ‘müsbet hareket’ olarak nitelendirmiştir.”Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’daki üslubu da kendine hastır.
Doç. Dr. M. Cüneyt Gökçe moderatörlüğündeki panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Mustafa Ekinci’ydi. Risale-i Nur’un üslubuna dikkat çeken Ekinci, “Risale-i Nur’un üslubu ne roman ne gazete gibidir. Büyük ekseriyeti bir ilhamdır. Risale-i Nur imanı kuvvetlendirme hareketidir, kendisine has üslubu olup orijinaldir. O bir vahiy veya hadis de değildir. Süleyman Çelebi’nin mevlüdündeki üslup, Yunus’un şiirlerindeki üslup nasıl ki kendisine hastır, Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’daki üslubu da kendine hastır. Bediüzzaman Said Nursi birinci dönem eserlerinde daha çok ehl-i ilme hitap ederken ikinci dönem eserlerinde ise herkese hitap eder. Risale-i Nur üslubunda bazen teselli vardır, bazen tahaddi (meydan okuma), bazen selaset (akıcılık) vardır. Risale-Nur okunduğunda görülecektir ki Türkçe’de özne, tümleç, nesne ve yüklem olarak gramer yapısına da uygundur.” dedi.
Araştırmacı-yazar Abdulkadir Menek ise; ‘Bediüzzaman’ın hayatından kesitler’ başlıklı sunumunda şöyle konuştu:”O yok edilmek istenen bir adamdı ama her yere iman nuru neşretti. Böylelikle Risale-i Nur insanları sahili-i selamete çekmiş çıkarmıştır. Said Nursi, Din-i Mübin-i İslam’a hizmet etmiştir. Ona ilm-i Kur’an verilmiştir İ’câz-ı Kur’an’ı beyan etmiştir. Aynı zamanda helaket ve felaket asrının adamıdır.”  
Panelin son konuşmacısı araştırmacı-yazar Mehmet Selim Parlakoğlu ise yapmış olduğu sunumda Bediüzzaman’ın yaşadığı döneme ait gezdiği, esir kaldığı, hapis yattığı ve sürgün edildiği mekânlar hakkında görseller üzerinden bir sunum yaptı.
Programın sonunda Prof. Dr. Hüseyin Akpınar, tasavvuf musikisi korosu eşliğinde ilahi dinletisi sunuldu.Anma programına Türkiye’nin değişik bölgelerinden katılımın yanı sıra Şanlıurfa çevre il ve ilçelerinden de birçok katılımcı programı takip etti. Ayrıca panel sosyal medya platformlarından canlı olarak yayınlandı.


Etiketler: